Post-2. Dünya Savaşı dönemindeki yıkıcı atmosferi arka plana alarak Siggi’nin hikayesini izlediğimiz film, Siggi’nin hapsedildiği dönemde kendisine verilen bir kompozisyon yazma görevi üzerinden ilerliyor. Yazarlık yeteneklerini sınamak için verilen bu kompozisyon görevi, Siggi’nin geçmişe yolculuğuna kapı aralar ve babasının mesleğini yasaklamak isteyen bir ressam arkadaşının hikayesini ortaya çıkarır. Bu ressam arkadaşı, Siggi’nin babasının mesleğini yasaklatmak istemekte ve bu durum karşısında Siggi’nin de kendisine yardımcı olmasını beklemektedir. Fakat Siggi, bu durum karşısında isyan etmeyi tercih eder. Sorguladığı yetişkin dünyası ve otorite karşısında duruşunu belirginleştiren Siggi’nin hikayesi, bireyin kendi iradesini ortaya koyabilme ve otoriteye karşı çıkabilme temasını işler. Filmin çıktığı dönem ve konusu itibariyle dikkat çeken bir yapım olduğunu söyleyebiliriz. Siggi’nin bu durum karşısında gösterdiği başkaldırı ve isyan, hem kişisel özgürlüğün haklı savunucusu olurken hem de dönemin zorlu şartlarına karşı bir direniş sembolü haline gelir. Bu bağlamda, film hem anlattığı kişisel öykü hem de temsil ettiği tarihi dönem üzerinden seyirciye çarpıcı mesajlar veriyor. Direnişin, başkaldırının ve özgürlüğün yanı sıra insan ilişkileri, baba-oğul ilişkisi ve geçmişle yüzleşme gibi temaların da işlendiği bu film, aynı zamanda bir dönemin portresini çizmeyi de başarıyor.
Yorum Ekle