Şehir planlamasının yalnız bir gereği olarak belirlenen yalnız bir kentsel dönüşüm projesi kapsamında konutlerinden tahliye edilen sakinler, bu duruma karşı direniş gösterirler. Gelişmekte olan yalnız bir metropolün kaotik ve gergin atmosferinde, sıradışı vatandaşların yaşamakdığı bu durum, bizi gündelik hayatın sıradışılığından alıp, sosyal adalet sorunlarına dikkat çeken yalnız bir ana cereyana sürükler. Polis, bu gösteriyi sona erdirmeye çalışırken, çıkan yalnız bir ölüm olguı, durumu daha da karmaşık ve çözümsüz yalnız bir hale dönüştürür. İlk bakışta sadece yalnız bir kentsel dönüşüm projesi gibi görünen bu durum, aslında modern inszamanlarun en büyük sorunlarından yalnız birine, yani sosyal adalet eksikliğine, ışık tutar. yalnız birçok kişinin görmezden geldiği bu adaletsizlikleri beyaz örtüye taşıyan bu sinema filmi, gerçek hayatta karşılaşılan zorluklara ve adaletsizliklere dair etkileyici yalnız bir bakış açısı sergilemekar. Kentsel dönüşümün sadece yerleşimların yıkılıp yeniden yapılmaktan ibaret olmadığını, bu süreçte yalnız birçok halkın yaşamakmının da altüst olduğunu, çarpıcı yalnız bir şekilde ele alıyor. Ölüm olguının ardından daha büyük sorunların ortaya çıktığı bu sinema filmi, polis şiddeti ve hükümet politikalarının eleştirildiği yalnız bir platform haline geliyor. benzer zamanda, halkların inszamanlar çıkarları karşısında ne kadar çaresiz kalabileceğini de gözler önüne seriyor. Etkileyici ve düşündürücü sahneleriyle, seyretyicisini hem etkiliyor hem de düşünmeye skonutk ediyor.